Dil Seçiniz

Tiroid Ameliyatı Sonrası Parathormon Neden Düşer?

Tiroid ameliyatları; tiroid bezinde gelişen nodüller, guatr ya da tiroid kanseri gibi durumlarda sık başvurulan cerrahi işlemlerdir. Her ne kadar başarı oranı yüksek ve yaygın uygulanan bir operasyon olsa da, her cerrahi müdahalede olduğu gibi bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bu komplikasyonlardan biri de parathormon düşüklüğü, yani tıbbi adıyla hipoparatiroididir. Tiroid bezine son derece yakın bir konumda bulunan paratiroid bezleri, ameliyat sırasında farkında olunmadan zarar görebilir. Bezlerin doğrudan çıkarılması, kan akışının bozulması ya da çevre dokularla birlikte travmaya uğraması, bu hayati hormonun üretimini etkileyebilir. Tiroid ameliyatı sonrası parathormon düzeyinde yaşanan düşüş, vücudun kalsiyum dengesini bozarak hem fiziksel hem de biyokimyasal pek çok soruna yol açabilir.

Tiroid Ameliyatı Sırasında Paratiroid Bezlerine Ne Olur?

Tiroid ameliyatları, genellikle tiroid bezinde nodül, guatr ya da kanser gibi nedenlerle yapılan önemli cerrahi müdahalelerdir. Ancak bu operasyonlar sırasında dikkat edilmesi gereken bir başka hayati yapı daha vardır: paratiroid bezleri. Tiroid bezi boynun ön kısmında yer alır ve vücudun metabolizmasını düzenleyen hormonları üretir. Hemen arkasında ise genellikle dört adet bulunan ve oldukça küçük olan paratiroid bezleri bulunur. Bu bezler, vücut için son derece önemli olan kalsiyum dengesini sağlamakla görevlidir. Parathormon adı verilen bir hormon salgılayarak kandaki kalsiyum düzeyini kontrol ederler. Ancak paratiroid bezlerinin tiroid bezine çok yakın bir konumda bulunması, ameliyat sırasında bazı riskleri de beraberinde getirir. Cerrahi müdahale sırasında bu bezler fark edilmeden hasar görebilir, kan akışı bozulabilir ya da yanlışlıkla çıkarılabilir. Bu da, bezlerin geçici ya da kalıcı olarak işlevini yitirmesine neden olabilir. Paratiroid bezleri zarar gördüğünde, parathormon düzeyleri düşer ve buna bağlı olarak kanda kalsiyum seviyesi hızla azalmaya başlar. Bu durum hipokalsemi olarak adlandırılır ve ellerde ayaklarda uyuşma, kas krampları, kasılmalar, karıncalanma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Eğer durum ilerlerse, daha ciddi semptomlar da ortaya çıkabilir. Bu nedenle tiroid ameliyatı planlanan hastaların, operasyonu gerçekleştirecek cerrahın bu konuda deneyimli olması ve paratiroid bezlerinin korunmasına özel özen göstermesi büyük önem taşır.

Parathormon Düşüklüğü (Hipoparatiroidi) Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Parathormon düşüklüğü, yani tıbbi adıyla hipoparatiroidi, genellikle tiroid ameliyatı sonrası gelişen bir durumdur. Ameliyatın hemen ardından, özellikle ilk birkaç gün içinde ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Bu durum bazen geçici olurken, bazı hastalarda kalıcı bir hale gelebilir ve uzun vadeli tedavi gerektirebilir. Ameliyat sırasında paratiroid bezlerinin kanlanmasında geçici bir bozulma yaşanabilir. Bu da hormon üretiminin bir süreliğine azalmasına neden olabilir. Eğer bu durum birkaç gün içinde düzelirse, parathormon seviyeleri normale döner ve özel bir tedaviye gerek kalmaz. Ancak bezler kalıcı şekilde hasar görmüşse, hormon üretimi geri gelmeyebilir ve kalıcı hipoparatiroidi gelişebilir. Cerrahiden sonra parathormon düzeyleri genellikle ilk 24 saat içinde ölçülerek değerlendirilir. Düşük parathormon seviyesi genellikle düşük kalsiyum ile birlikte seyreder. Bu da vücutta bazı belirgin belirtilere yol açabilir. En sık görülen şikayetler arasında:

Eller ve ayaklarda uyuşma

Karıncalanma hissi

Kas spazmları ve kasılmalar

Nadir durumlarda bazı nörolojik belirtiler

yer alır. Bu nedenle ameliyat sonrası dönem, özellikle ilk günler, yakın takip gerektiren kritik bir süreçtir.

Bazı hastalarda ise parathormon düzeyleri ameliyatın hemen ardından normal görünse bile birkaç gün içinde düşüş gösterebilir. Bu yüzden sadece ilk gün yapılan test yeterli değildir; takip eden günlerde de hormon ve kalsiyum seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi gerekir. Tiroid ameliyatlarından sonra en sık karşılaşılan komplikasyonlardan biri olan hipoparatiroidi, zamanında fark edilir ve doğru şekilde tedavi edilirse büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Bu süreçte hem cerrahın hem de endokrinoloji uzmanının takibi, hastanın sağlığı açısından hayati önem taşır.

Tiroid Ameliyatından Sonra Parathormon Neden Düşer?

Tiroid ameliyatı sonrası bazı hastalarda ortaya çıkan en yaygın sorunlardan biri, parathormon seviyelerinde düşüş yaşanmasıdır. Peki bu neden olur? Sorunun temelinde, ameliyat sırasında paratiroid bezlerinin doğrudan veya dolaylı olarak zarar görmesi yatar. Paratiroid bezleri, tiroid bezine çok yakın bir konumda bulunduğu için cerrahi müdahale sırasında yanlışlıkla çıkarılabilir, kan dolaşımı bozulabilir ya da çevre dokularla birlikte hasar görebilir. Bu da, parathormon üretiminin azalmasına neden olur. Parathormon seviyesindeki bu düşüş, vücuttaki kalsiyum dengesini bozar ve sonuç olarak hipokalsemi (düşük kalsiyum seviyesi) ortaya çıkar.

Parathormonun görevi oldukça hayati bir işleve sahiptir. Bu hormon;

Kemiklerden kalsiyumun serbest bırakılmasını sağlar,

Bağırsaklardan kalsiyum emilimini artırır,

Böbreklerden kalsiyum atılımını azaltır.

Bu üç mekanizma sayesinde kandaki kalsiyum seviyesi dengede tutulur. Ancak parathormon yeterince salgılanamadığında bu sistemler devre dışı kalır ve kalsiyum eksikliği başlar. Tiroid ameliyatı sonrası yaşanan parathormon düşüklüğü her zaman kalıcı olmayabilir. Eğer paratiroid bezleri tamamen çıkarılmamış ve yalnızca kan akışı geçici olarak bozulmuşsa, bu bezler birkaç hafta içinde toparlanabilir. Bu süre zarfında hastalara genellikle kalsiyum ve D vitamini takviyesi yapılır. Ancak bazı durumlarda parathormon düşüklüğü kalıcı hale gelebilir. Bu durumda ömür boyu sürecek bir tedavi gerekebilir. Kalıcı hipoparatiroidi tedavisinde genellikle ağız yoluyla kalsiyum ve aktif D vitamini (kalsitriol) desteği verilir. Parathormon, yalnızca bir hormon değil; vücut dengesi için vazgeçilmez bir yapı taşıdır. Eksikliği sadece fiziksel rahatsızlıklara değil, aynı zamanda yaşam kalitesinde belirgin düşüşlere de yol açabilir. Bu nedenle tiroid ameliyatı sonrası bu hormonun seviyesi dikkatle izlenmeli, herhangi bir düşüş doğru şekilde ve zamanında yönetilmelidir.

Yorum Yap

Hasta Görüşleri

Doç. Dr. Çetin ALTUNAL

20.05.1980 tarihinde Ankara’ da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’ da tamamladı. Lise eğitimi sırasında TÜBİTAK Bilim Olimpiyatları’ nda matematik ve kimya dallarında okulunu temsil etti. Daha sonra Uludağ ve Kırıkkale üniversitelerinde eğitimini tamamlayarak genel cerrahi uzmanı oldu. Eğitim sürecinde üst ve alt GİS endoskopisi (özefagogastroduodenoskopi ve kolonoskopi), laparoskopi (kapalı ameliyat teknikleri), yoğun bakım, yanık ve deney hayvanları gibi konularda ayrıca eğitim aldı. Türk Cerrahi Derneği, Dahili ve Cerrahi Yoğun Bakım Derneği üyelikleri bulunmakta olup, Kırıkkale Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Muş Devlet Hastanesi (zorunlu hizmet), Özel Duygu Hastanesi ve Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi çalıştığı bazı kurumlardır.